"İslam Edebinden Demetler - Şerafeddin Kalay" Kitap Yorumu


Kitabın Adı: İslam Edebinden Demetler (من ادب الاسلام)
Kitabın Yazarı: Şerafeddin Kalay (Abdulfettah Ebu Ğudde)
Kitabın Türkçe'ye Çevireni: Şerafeddin Kalay
Kitabın Yayınevi: İnsan Vakfı
Kitabın Sayfa Sayısı: 400


Elimizdeki bu eser asıl olarak Abdulfettah Abu Ğudde'nin "من ادب الاسلام" (min edebil islam) isimli kitapçığının şerhi. Ebu Ğudde'nin yazmış olduğu yerler farklı bir renkle yazılmış, sonrasında da Şerafeddin Kalay olayları inceden inceye ele alarak bu konuları aklımızda soru işaretleri kalmayacak şekilde açıklamış.

Ne kadar incelikli olduğuna dair bir örnek verecek olursam, sanırım kapı çalma-içeri girme kısımlarının 120 sayfa sürdüğünü söylemem yeterli olacaktır.

Bu doğrultuda eve girip çıkarken kapı kendiliğinden sert(gürültülü) bir şekilde kapanıyorsa ona bizim müdahele edip kapanışını yavaşlatmamız, eve geldiğimizde daima selam vermemiz, birinin kapısını çalıp beklerken sağa veya sola dönmemiz (yani kapı açıldığında içeriyi görmeyecek şekilde olmamız ve içeriyi görmek için ayrı bir çaba içinde olmamamız) gerektiği anlatılan birçok incelikten yalnızca birkaçı.


Günümüzde yapılan hatalara da dikkat çekerek onları düzeltmemiz adına kibar bir dille uyarıyor yazar bizleri. Mesela evlilik için bir kızı görmeye gidildiğinde, kenar köşe temizliğinin nasıl yapılmış olduğuna değil, kızın ruhunun temizliğine bakın diyor. Etrafı incelemek yerine onunla sohbet edin diyor.

 Hepimiz biliyoruz ki, misafir bizim toplumumuzda gerçekten önemli bir yere sahip. Ancak bir yere gidip geri çevrilme olasılığımız ya da tam tersi olarak bize gelmiş birini geri çevirme olasılığımız var. Böyle bir izin bize Kur'an'da verilmiş diye açıklıyor Şerafeddin Kalay. Bu konu hakkında daha fazla şey okumak isterseniz, kitabı okumanızı tavsiye edeceğim. :)

Kitabın 40 bölümü var. Hasta ziyaretinden, taziyelere; ilim meclislerindeki konuşma-soru sorma üslubundan, anne-babaya hürmete; nikah ve düğün merasimlerinden, ikrama başlama adabına kadar kitapta birçok şey zikredilmiş.


Genel olarak sevdiğim bir kitap olsa da iki yer için olumsuz olan fikrimi de dile getirmek istiyorum. Öncelikli olarak; bir bayan evde tekse içeri herhangi bir erkek almamalı diyor. Peşindeki satırlarda "En çok yaşanan erkeklerin kapı çalması olsa bile aynı şeyler kadınlar kapıyı çaldığında da geçerlidir. Arada ebedi mahremiyet yoksa bir kadın yalnız bir erkeğin bulunduğu bir eve girmemelidir." cümleleri yer buluyor.

Ben bu bilgiler yanlış, düşünce yanlış demiyor. Üslup yanlış diyorum. Dikkat ettiyseniz kadın eve almamalı, kadın eve girmemeli şeklinde geçiyor. "Erkek eve almamalı, erkek eve girmemeli" tarzında cümlelerse maalesef bulunmuyor. Böyle bir üsluptan iffet dediğimiz şeyin ancak kadınlar için mümkün olduğunu söyleyebiliriz. Yani yalnızca kadınların buna dikkat etmesi gerekiyor gibi bir anlam oluşmuş.

Aslında bunun kasti yapıldığını düşünmüyorum ancak oradaki cümlelerin en azından daha sonraki basımlarda oradaki üslubun daha güzel olanıyla değiştirilmesi gerektiğine inanıyorum. Yani kadın dikkat etmeli yerine, kadınıyla erkeğiyle bu konu üzerinde daha dikkatli olunmalı diye...


Bir ikincisi; "Düğünlerde havaya sıkılan kurşunlar dikkat çekti, kaza kurşunlarıyla akan kanlar dile getirildi de, değerler ve hasletlerimize sıkılan kurşunlar görülmedi, aldığımız yaralara, akan haya ve iffet kanına bakılmadı, onlar diler getirilmedi." paragrafı.

Böyle bir karşılaştırma yapınca ilk durum mantık olarak diğerinden çok daha önemsiz bir konuma getiriliyor. Halbuki kesinlikle öyle değil. Her iki kötü durumunda düğünlerimizde bulunmaması için dua etmeliyiz bu durumda.

Soz söz olarak; okuyunca birçok incelik kazanabileceğiniz bir kitap. Asıl kitapçık çok daha kısa ve asıl bilgiler onda yer alsa da bunu okuduğunuzda her şeyin daha çok yerine oturacağı kanısındayım. O yüzden okumanızı tavsiye edeceğim bir kitap. :)

Yorumlar