En Son Neler Okudum?

Cümleten merhaba. :D
En son yazımı yazdığımdan beri epey vakit geçmiş, ki bir yorum yazısı bile değil. Çok tembelleşmişim. Sadece yazmak değil muhtemelen o zamandan beri bloğa da yalnızca bir veya iki kere baktım. Şimdi hazır vakit bulmuşken bir yazı yazayım dedim. Okuduğum her kitap için ayrı bir yorum yazmaya vaktim olmasa da okuduğum tüm kitapların yorumunu bir başlık altında toplayabilirim diye düşündüm. Dikkat: Arada geçen ayları düşünüp yüzlerce kitap yorumuyla karşılaşacağınızı düşünmeyin lütfen. :)


Kış Masalı (Mark Helprin)


Kış Masalı uzun bir süredir okumayı istediğim bir kitaptı. Ancak fiyatı biraz pahalı olduğundan fuara kadar beklemiştim. Sonra da sınav dönemimde falan hakkını vererek okuyamam diye düşündüm bu kitabı. Ara tatilde okuma kararı aldım. Özellikle kapaktaki "Gerçek bir hikaye değil. Gerçek bir aşk." yazısından çok etkilenmiştim. Kitabı sevdim, sevmedim değil ama seviyesi benim için yüksekti sanıyorum. O aşkı tam olarak kavrayamadım. Biraz fazla felsefik bir yanı mı vardı yoksa masal olmasından mı kaynaklanıyordu o şeyler... Her neyse. Okumayı istiyorsanız, tavsiye ediyorum. Yok zaten istemiyorsanız, siz karar verin. :D

Kocan Kadar Konuş (Şebnem Burcuoğlu)


Bu kitabı okumaya başlamadan önce cidden öyle bir beklentim yoktu. Ama okurken gerçekten eğlendiğim bir kitap oldu. Sonlara doğru o dram da... Okuduktan bir hafta sonra filmini de izledim. Kitaba oldukça uygun bir film olmuş. Film de aynı ölçüde zevkliydi. (Dikkat: Spoiler)Ve tabii, bütün o evlilik muhabbetinden sonra sonunun evlilik teklifiyle bitmesi de beni epeyce şaşırtmıştı. (Spoiler sonu.) Orada bitemezdi. İkinci kitabı da en kısa zamanda alıp okumak nasip olur inşallah. :D

Agapi (Sarah Jio)


Bu sefer olmadı. Sarah Jio sevdiğim bir yazar-dı mı desem artık bilmiyorum. Okuduğum ilk kitabı Böğürtlen Kışı'ydı ve hala da çok sevdiğim bir kitap. Bu kitapta yazım tarzını değiştirmiş. Aslında okuduğum diğer kitaplardan sonra "Yeter artık, değiştirsin yazım tarzını" diye düşünüyordum ama bu olmamış. Yani aşkı türlere ayırmış sonda ama bence çok havada ayrımlar,tanımlamalar olmuş. Öyle çok büyük bir olayda yok baş karakterimizin yeteneği dışında. Kısacası, Sarah Jio'yu sevenlerdenseniz zaten okuyacaksınız ama ben tavsiye etmiyorum.

Beni Bulun (Michelle Knight)


Bu kitapta okumayı uzun süredir istediğim kitaplardan biriydi ve CNR'dan 5 liraya almıştım. Burada beni çeken olayların hepsinin gerçek olması. Kendisini kaçıran kişinin arkadaşının babası olmasına çok şaşırdım. Hatta başlarda acaba arkadaşının da parmağı var mı bu işte diye düşündüm. Ama hayatı kaçırılmadan önce de güzel değil bu bayanın. Kendi evinde tecavüze uğrayarak büyümüş ayrıyetten. Ve çocuğuna kendi bakabilmek adına çabalarken kaçırılıyor. Çok iğrenç şeyler yaşamasına rağmen eve gelen iki kıza aynı şeylerin olmaması için de çabalayabilecek kadar iyi bir insan olarak kalmayı da başarabiliyor. Kısacası bu kitaptan ders çıkarabilecek çok şey var. Dayanabilecekseniz, okumanızı tavsiye ediyorum.

Mavi Kuşun Peşinden (Alison Littlewood)


Bu kitabı da epeydir okumak istiyordum. :D Şimdi soracaksınız epeydir okumayı istemediğin bir kitap var mı diye belki ama uzun bir süre boyunca kitap okuyamadım, aldım ve kenara koydum yalnızca okul sebebiyle. Okumayı istememe rağmen çok iç açıcı yorumlar görmemiştim bu yüzden gene pek sevmediğim bir kitap mı olacak acaba diye düşünürken... Gerçekten çok güzel bir kitap çıktı. Direk girişiyle beni içine çekti ve muazzam bir ilerleyiş sergiledi. Bir tek kitabın sonlarının teklediğini düşünüyorum. Polisiye, gizem severlerin kaçırmaması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Masallara yepyeni bir bakış açısı kazanmış oldum bu kitap sayesinde. Orijinal masal parçalarını bulup okumayı çok istiyorum şu anda. :D Yani ısrarla tavsiye ediyorum.

Yağmur Sonrası (Sarah Jio)


Agapi'den sonra oturup düşününce Sarah Jio'nun aldatmayı kitaplarında çok fazla ele aldığını fark ettim. Bu kitapta üstüne tuz biber oldu. Başlarda gene bu durumu gıcık olmuş ve pekte hevesle okumuyorken bu öyle bir raddeye geldi ki meraktan kitabı elimden düşüremedim. Ama en sinirlendiğim yer neresi mi? (Dikkat: Spoiler) Ya sen kalk, Seattle'dan Paris'e kadar git o günün koşullarında bir hafta sürsün. Sonra perdeyi aç ama o adamın yanına gitme. Müstehak sana ey Anne! (Spoiler sonu.) Her neyse... Çok meraklandıran ama tatmin etmeyen bir kitaptı. Temelden bir zayıflık var. Onca yıl sonra o cinayeti araştırmaya nasıl başladı da Anne'nın adını buldu Allah aşkına? Sarah Jio okuruysanız okuyacaksınız tabii ama ben çokta tavsiye etmiyorum.



Evet, yorum yapmadığım onca zamandır anca bu kadar kitap okudum, okuyabildim. Şimdi sıra önümüzdeki kitaplarda. Herkese vizelerine, finallerine, sınavlarına rağmen kitap okuyup, başka dünyalarda kaybolabildiği günler diliyorum. :)

Yorumlar