"İstanbul'da Yaşama Sanatı - A. Haluk Dursun" - Kitap Yorumu


Kitabın Adı: İstanbul'da Yaşama Sanatı
Kitabın Yazarı: Ahmet Haluk Dursun
Kitabın Yayınevi: Timaş Yayınları
Kitabın Sayfa Sayısı: 319


Kitabın Arka Kapağı

İstanbul erguvanlarının, mimozalarının açıp açmadığını izlemek; kasım sakalarının gelip gelmediğini, bülbüllerin ötüp ötmediğini gözlemek; Boğazda lüfer avına, mehtaba çıkmak; bir eski İstanbul tadını yakalamak için köşe-bucak dolaşmak; bir eski İstanbul Efendisinin sohbetine koşmak; İstanbulun anıt ağaçlarının ölçüsünü almak; Haliçteki son kayıkçıyı, son Bulgar sütçüyü, son İstanbul bostanlarında ne ekildiğini takip etmek; İstanbul sularını tatmak; İstanbulda güzel sesli bir müezzinin ezanna kulak vermek... gibi İstanbulda yaşama sanatının bütün güzellikleri... 
İstanbul, bir imparator şehir… Roma’nın, Bizans’ın, Osmanlı’nın şaheserlerini bünyesinde toplamış. Tabiatın ona sunduğu muhteşem konumunu büyük sanatkârların güzel eserleriyle uyum içinde gözler önüne sermiş. Geçen yüzyıllar bu şehri her bakımdan yıpratmış, çaptan düşürmüş, ama cami yıkılsa da mihrap yerinde kalmış. Klasik bir nostalji edebiyatıyla yakılıp yıkılanlara, uçup gidiverenlere ağlayıp sızlanmak yerine “ele geçmezse eğer sevdiğimiz, çare ne; eldekini sevmeliyiz” diyerek bu haliyle İstanbul’u yeniden tanımaya, keşfetmeye, keyfini çıkarmaya, orada yaşamayı bir sanat haline getirmeye ne dersiniz?


Benim Yorumum

İstanbul'da Yaşama Sanatı İstanbul'u en iyi görebileceğiniz, sevebileceğiniz bir kitap. Haluk Dursun'un öyle güzel bir dili var ki hem İstanbul'u hem kendini sevdiriyor sizlere. 

Kitapta normal bir İstanbul aşığının öğrenmek isteyebileceği her şey var, fazlası yok. Burada kastetmek istediğim şu; tarihi yapıları anlatırken mimarileri hakkında bizlerin araştırma yapmadan anlamayacağımız tarzdan bilgilere yer vermemiş. Yani kitapta anlayamayacağımız tarzdan şeyler yok. Elinize alıp okumaya başladığınızda kitabın ne kadar güzel olduğunu fark edeceksiniz.

" Fransızca'da bir tabir vardır; "l'art de livre" yaşama sanatı anlamına gelir. "l'art de genre" ise yaşama üslubu demektir. Avrupa'da bir şehir hakkında tanıtıcı kitap yazılırken basit bir rehber mahiyetinde kitap bile olsa "yaşama sanatı" adı verilir; "Paris'te Yaşama Sanatı", "Londra'da Yaşama Sanatı" gibi. Biz de ise nedense hep bir şehir rehberi, İstanbul gezi rehberi yahut en fazla İstanbul'da yeme-içme sanatı gibi başlıklar konup, o muhtevaya uygun bilgiler veriliyor.

Halbuki bir şehri şehir yapan oradaki kendine özgü yaşama imkanları, renkleri, çeşitlilikleri, havasıdır. Eğer bütün bu bileşimleri, armoniyi fark edemez, onu sindiremez, o güzellikleri idrak edemeyip oradaki yaşama sanatını gerektiği gibi icra ve tatbik edemezseniz o şehirde bulunuyor, vakit geçiriyor, hatta doğup ölüyor, ama o şehirdeki yaşama sanatının farkına varamıyorsunuz demektir."

Kitabın diğer İstanbul kitaplarından farkını ve neden daha güzel bir anlatıma sahip olabileceğini bu iki paragraftan çok güzel anlaşılıyor. Okuduktan sonra İstanbul'un içindeki bütün eserlerin değerlerini anlayıp, seveceksiniz. İstanbul'da ki bütün o çiçekleri, ağaçları öğrenip artık etrafa daha dikkatli bakmaya başlayacaksınız. İstanbul aşıklarının aralara serpiştirilmiş dizelerini okudukça siz de seveceksiniz İstanbul'u.

Kısacası bir puan vermek gerekirse ben kitaba 10 üzerinden 10 veririm. Alanındaki en iyi kitaplardan biri kesinlikle...

Keyifli ve gezmeli okumalar. (:



Yorumlar