Din psikolojisi dersimiz için bir dört kişilik bir grup olarak böyle bir araştırma yaptık ve ben de sonuçlarını aynı zamanda burada paylaşmak istedim. :)
Bu fikir tefsir dersinde işlediğimiz Müslüman erkeklerin
ehl-i kitabın kadınlarıyla evlenebilmelerine rağmen, Müslüman kadınların
yalnızca Müslüman erkeklerle evlenebiliyor olmasından ötürü kafamıza takılan
sorulardan ortaya çıktı. Kadınlar dindarlık konusunda eşlerinden daha çok
etkileniyor olsa ya da olmasa bu kuralı kabul edip etmeyeceğimizden değil ama
yine de araştırmak istedik. J
Araştırmamızı
anket yoluyla gerçekleştirdik. En az 10 yıllık evli 121 kişiye aşağıdaki
soruları yönelttik:
Evlendiğinizde kaç yaşınızdaydınız?
Evlenmeden önce hangi dine
mensuptunuz ve evlendikten sonra hangi dine mensupsunuz?
Eğitim seviyeniz nedir?
Evliliğiniz görücü usulüyle mi
gerçekleşti yoksa aşk evliliği mi?
Evlendikten sonra dindarlığınızda bir
artma veya azalma oldu mu?
Değişikliğinizin sebebi eşiniz
olabilir mi?
Eşiniz değişikliğin sebebi değilse
sebep olarak ne düşünüyorsunuz?
İlişkide sözü daha çok geçen kişi kim?
Evlendikten sonra dindarlıklarının artma, azalma veya
değişmeme oranları şu şekildeydi: 121
kişiden 87’sinin dindarlığı artmış (%72),
14’ünün dindarlığı azalmış (%11), 20’sinin dindarlığı ise değişmemiştir
(%17).
Evlendikten
sonra dindarlığı artan 87 kişiden 49’u bunun sebebi olarak eşini söylemişken,
59’u diğer sebeplerden ötürü dindarlıklarının arttığını söyledi.
Dindarlığının
artışını diğer sebeplere bağlayanlardan %42’si bunun sebebi olarak olgunluğu
gösterirken, %47’si akraba ve çevreyi, %11’i ise cemaatleri gösterdi.
Kişilerin
dindarlık oranlarında etkilenmiş olmalarının alt sebeplerini daha iyi
anlayabilmek için cinsiyet, kaç yaşında evlenildiği, eğitim durumu, evlilik
çeşidi ve ilişkide kimin sözünün daha çok geçtiğini sorduk. Maalesef
anketimizde din değiştiren hiçkimse yoktu.
Anket yaptığımız 95 kadından 41’i (%43) dindarlığının artmasının
sebebi olarak eşini gösterdi. Erkeklerden ise 26 kişiden 13’ü (%50)
dindarlığının artmasının sebebi olarak eşini gösterdi. Kadınların erkekleri
dindarlık açısından daha çok etkilemesini biz, kadınların olgunluk dönemlerine
daha erken ulaşmalarına bağladık. * Hayatına bir anlam kazandırmak isteyen
bireyin yöneldiği alanlardan biri de dindir. Dine daha çok yönelmiş olan kadın,
daha sonra eşinin de bu alana yönelmesini sağlamış olabilir.
18 yaş altı evlenmiş 17 kişiden 7’si (%41), 18-25 yaş
aralığında evlenmiş 78 kişiden 38’i (%48), 25-35 yaş aralığında evlenmiş 26
kişiden 13’ü(%50) dindarlığının artmasının sebebi olarak eşini göstermiştir. Bu
oranlara baktığımızda en az etkilenen grup içerisinde 18 yaş altı evlenmiş
kişileri görüyoruz. Biz bunun sebebini yoğun bir şekilde istek dışı
evliliklerin gerçekleşmiş olduğu yaş olması sebebine bağlıyoruz. Bu şekilde
kişi evlenmiş olduğu kişiden değil, daha çok hayatın ona yüklemiş olduğu
sorumluluk ve çevre etkileriyle dindarlığa yöneliş yaşayabiliyor. Her ne kadar
eşlerinin olumlu bir şekilde dindarlığa yönlenmelerinde etkisi olmasa da bu
kişilerin eşleri tarafından olumsuz bir şekilde dindarlığa yönlenmeleri gibi
bir durum ortaya çıkıyor diyebiliriz aslında. Kaç yaşında olursa olsun
insandaki sığınma arzusu onu dindarlığa yönelten bir diğer sebep.
Herhangi bir eğitim görmemiş 5 kişiden 1’i (%20),
ilk-ortaokul mezunu olan 59 kişiden 23’ü (%39), lise mezunu 29 kişiden 16’sı
(%55), üniversite mezunu 28 kişiden 15’i (%53) dindarlığının artmasının sebebi
olarak eşini göstermiştir. Ulaştığımızda şaşırdığımız sonuçlardan biri olarak
bu araştırmada bu verileri gösterebiliriz. Herhangi bir eğitim görmemiş kişi ve
üniversite mezunu kişiler için tam tersi bir yüzdelik oran beklediğimizi
söyleyebiliriz. Eğitim görmeyen kişilerin hepsinin 18 yaş altı evlilik
yaptığını gördüğümüzde bu oranı açıklayabileceğimiz bir sebep olarak ortada
yine istek dışı evliliği bulduk. Üniversite mezunlarındaki bu yüksek oranı ise
kişilerin birbirine saygı ve güven içinde yönelmesine, ve birbirlerinin bilgi
seviyelerine güvenmelerine bağlayabiliriz.
Görücü usulüyle evlenen 73 kişiden 33’ü (%45), aşk evliliği
yapan 48 kişiden 20’si (%41) dindarlığının artmasının sebebi olarak eşini
göstermiştir. Oranlar birbirine oldukça yakın olduğu için evlilik şeklinin
kişilerin birbirlerinin dindarlığına etkisinde çok önemli bir faktör olmadığını
söyleyebiliriz. Bu soru sonucunda gördüğümüz şeylerden biri ise görücü usulü
tanımlamasının zihinlerde çok farklı bir yer edinmiş olduğu. Kimi görücü usulü olup
evlenmeyi istediğini, kimiyse görücü usulü yani zorlama vardı ifadelerinde
bulundu. Belki de aynı zamanda İslam’la bağdaştırılan bu evlilik çeşidini doğru
tanıtmak adına girişimlerde bulunmak doğru bir adım olacaktır.
İlişkilerinde
ortak kararlar alan 66 kişiden 30’u (%45), kendisinin ilişkide daha baskın
olduğunu söyleyen 27 kişiden 8’i (%29), eşinin ilişkide daha baskın olduğunu
söyleyen 27 kişiden 15’i (%55) dindarlığının artmasının sebebi olarak eşini
göstermiştir. Bu bağlamda eşlerine birçok konuda itaat eden kişilerin eşlerinin
dindarlık oranlarından daha çok etkilendiğini söyleyebiliriz.
Dindarlığınızda
artma-azalma oldu mu sorusu için herhangi bir dindarlık tanımlaması yapmadık.
Kişilerin yalnızca kendilerinde bu açıdan nasıl bir değişim gözlemlediklerini
sorduk. Eşinin isteği üzerine evlendikten sonra tesettüre girmiş olan kadından
eşinin kendisinin dindarlık oranına etki etmediği cevabını da aldık, yıllar
içinde dışarı makyaj yapıp çıkmaya başlayan kadından dindarlığının arttığı cevabını
da aldık. Bu yüzden soruları sorarken dindarlık kelimesinin tanımlamasını
yapmayı uygun görmedik.
Böylece bir ödevin sonuna gelmiş olduk. Bizim sonuçlarımızı değerlendirmeden kendi çıkarımlarınızı da rahatlıkla yapabilmeniz adına sayıları ve oranları beraber verdim. Sizin araştırmanız için küçük bir önadım olabilir ya da siz daha büyük bir kitleyle böyle bir araştırma yapabilirsiniz (bu araştırmada gördüğünüz eksiklikleri siz yapmadan tabii)... :)
Yorumlar
Yorum Gönder