"Yakup'un Renkleri - Lindsay Hawdon" - Kitap Yorumu


 Kitabın Adı: Yakup'un Renkleri (Jakob's Colours)
Kitabın Yazarı: Lindsay Hawdon
Kitabın Türkçe'ye Çevireni: Sibel Kuşca
Kitabın Yayınevi: Timaş
Kitabın Sayfa Sayısı: 340
Kitabın Goodreads Puanı: 3.99/5
Kitaba Benim Puanım: 9/10




Kitaba yarı Roman yarı Yeniş melez bir çingene çocuğu olan Yakup'un koşmasıyla başlıyor yazar. Belli bir olaydan sonra koşmuyor ama, Yakup epeydir koşuyor. Zayıf, güçsüz, diş etleri gevşek, dişleri çürük...

Okula giderken başladım kitabı okumaya. 15. sayfanın arasına ayracımı yerleştirdim oraya kadar gelirim diyerekten ama yalnızca 8 sayfa okuyabilmiştim. Ağır bir üslubu var ve bu okumayı zorlaştırıyor. 

Bir olay anlatılmıyor. Ama buradan psikolojik olduğu çıkarımı yapılmasın. Benim kasdettiğim şey; herhangi bir olayla başlayıp o olayla sonlanmaması. Kitabın sonunda ne çıkacak diye okudum hep. Son sayfadaki son yazısını gördükten sonra istediğimi alamadığımı düşünecek vaktim olmadan hemen yan sayfasındaki arka plan başlıklı yazıyı okuyunca her şey yerli yerine oturuyor. Kendi adıma konuşayım; tarih kitaplarından ve okuduğum diğer onca kitaptan yahudilerin 2. dünya savaşında bir katliama uğradıklarını biliyordum. Ama Romanların da aynı katliama, hatta belki daha kötüsüne maruz kaldıklarından hiç haberim yoktu. 

Bu kitap yalnızca yahudilerin bir katliama uğradığından bahsedenler gibi yalnızca Romanların uğradığı katliamdan bahsetmemiş üstelik. Yahudileri de kitabımızda görüyoruz. Yani 2. dünya savaşının arka planını farklı bir gözden görmemizi sağlarken bir kısmını görmemezlikten gelmiyoruz.

 Kitap "eskiden, çok eskiden", "eskiden" ve "bugün" bölümlerinden oluşuyor. Kafa karıştırıcı ve bu okuma süresini uzatıyor. Başta, hatta neredeyse sonuna kadar bölümler arasında ne zaman geçiş yapıldığını bile anlamayabilirsiniz. "Bunun 'eskiden' kısmında olması gerekmez miydi?" diye sorabilirsiniz. Korkmayın, her şey birleşecek. Ama belki de bunun olmasını istemeyeceksiniz...

Kitap benim için çok etkileyiciydi. Herkese okuması için tavsiye edebileceğim bir kitap. Tek sıkıntısı dilinin ağır olması ama böyle bir konu daha hafif bir şekilde dile getirilemezdi herhalde diye de düşünüyorum bir yandan. Ya da tam puan vermemi engelleyen bir şey var ama onu bulamıyorum. :)

Kitabın içeriği hakkında ipucu verip heyecanı kaçıracak nitelikte olmayan birkaç alıntı paylaşayım;

"Üzülme. Seviyorum bunu ben. Kadın olmak harika bir şey, anlıyor musun?" dedi ona. "Anlaşılmaz bir gücümüz var ve anlaşılmaz bir güçsüzlüğümüz." (sayfa 105)

"Biz başkalarının gözlerinde var oluruz" demişti babası bir seferinde. "Bu yüzden onları arayıp buluruz." (sayfa 112)

"Hayattan zevk almanın bir parçası da yemekti. Şimdiyse sadece bizi ölülerden ayıran bir şey." (sayfa 96)

Kitapta sık sık geçen bir ninni parçası var: Güllerin arasında yaşarlarmış, ve bilmezlermiş fırtına nedir. Çevirmen lehçe bir ninni olduğunu söylemiş notta. Araştırdıysam da bulamadım maalesef. Siz yazının bu kısmına kadar okumaya zahmet ettiyseniz ve bu ninninin devamını biliyorsanız, lütfen çekinmeyin ve yazın. :)

Yorumlar

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Merhaba, yazarın eserde sıklıkla tekrarladığı o ninniyi dinlemenizi istedim: https://www.youtube.com/watch?v=LTNrG_gzeqI

    Ninninin ismi: "Był sobie król (Bir zamanlar bir kral varmış)"
    Burada da ninnide anlatılanların hikayesi anime edilmiş: https://www.youtube.com/watch?v=sDKhOgc9Xq0

    Keyifli okumalar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bugün kötü geçen sınavım üzerine, bu ninninin devamını dinlemeyi özellikle de bunu kitabın çevirmeninin yardımıyla yapmayı çok sevdim. :) Gerçekten çok teşekkür ederim.

      Sil

Yorum Gönder