"Ve Dağlar Yankılandı - Halid Hüseyin" - Kitap Yorumu

Ve Dağlar Yankılandı 2013 İstanbul Kitap Fuarı'ndan aldığım ve 20 Aralık 2013 tarihli Bin Muhteşem Güneş kitap yorumu gönderimde en kısa zamanda yorumlayacağımı yazmış olduğum kitap. En kısa zaman anlayışım kötü olmalı. Ama bu sene Tüyap'a gitmeden geçen sene aldıklarımı bitirmem lazım önce diye düşünüp önceliğimi buna verdim. Ve işte şimdi, karşınızdayım. :D



Kitabın Adı: Ve Dağlar Yankılandı
Kitabın Yazarı: Khalid Hosseini
Kitabın Türkçe'ye Çevireni: Püren Özgören
Kitabın Yayınevi: Everest
Kitabın Sayfa Sayısı: 408
Kitabın Goodreads Puanı: 4/5
Kitaba Benim Puanım: 9/10


Arka Kapak

Gece vakti, çölü bir el arabasını çekerek geçen bir baba. Arabanın içinde annesiz iki çocuk; iki kardeş; biri kız, biri erkek. Küçük peri için ağabeyi Abdullah, ağabeyden çok öte. On yaşındaki Abdullah'a sorsanız Peri, her şey demek. Köylerinden Kabil'e varmak için çıktıkları yolculuğun sonunda aileyi yürek parçalayıcı bir son bekliyor. Fakat aslında bu bir son değil... Kardeşlerin başlarına gelenler -yakın ya da uzak- ilişki kurdukları tüm insanların hayatlarında nesiller boyu yankılanacak...

Hayat farklı aileleri sevgi ve fedakarlık, ihanet ve sadakat gibi ortak duygularla sınarken, karakterlerin başlarına gelenler ve  yaptıkları seçimler, kitabın her biri ayrı bir renk ve lezzet taşıyan katmanlarını oluşturuyor. Afganistan'ın küçük bir köyünde doğan ve okuru Kabil'den Paris'e, San Francisco'dan Tinos adasına taşıyan bu öykü, her sayfada renklenip güçleniyor.

Ve Dağlar Yankılandı, bizi biz yapan değerler üzerine düşündüren, ustalıkla yazıldığını her bölümde yeniden kanıtlayan, büyüleyici bir roman. Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem Güneş ile dünya çapında sevilen bir yazar olan Khaled Hosseini'nin yazarlığında bir dönüm noktası.



Benim Yorumum

Öncelikle şunu söylemeliyim ki; bu adam dram yazmasını gerçekten çok iyi biliyor ve her yeni kitabında kendisine bir şeyler katmayı biliyor. İlk kitabı Uçurtma Avcısı'nı o kadar beğenmemişken, ikinci kitabı Bin Muhteşem Güneş kesinlikle kötü denilemeyecek bir kitaptı. Bu kitapsa kimse tarafından ortalamanın altında değerlendirilemez herhalde.

Öyle bir roman ki her bölümde kitaptaki bir başka karakterin hayatına odaklanıyoruz. Bu bir yandan güzel olsa da bir yandan nasıl bağlantı kuracağınızı anlayamıyorsunuz. Her bölümde farklı bir karakterin hayatına odaklandığı için de haliyle her bölümde birçok farklı karakterle tanışıyoruz. Oldukça bol karakterli bir kitap.

Üslup bölümden bölüme farklılık gösteriyor. Bazı bölümlerde ilahi bakış açısı tercih edilirken bazılarında farklı karakterlerin bakış açılarından okuyoruz hikayeyi.


Kitabın Türkçe versiyonun kapağı çok hoşuma gitti. Çocuklar çok sevimli duruyorlar ve aynı zamanda yüzleri kitabın içeriğindeki o dramı gösteriyor. Bir de kız da gülseymiş ve ön dişlerinin arasında boşluk olduğunu görseymişiz "Bunlar gerçekten Peri ve Abdullah" diye düşünebilirdim. 

Konu küçük bir zaman diliminde geçmiyor. Oldukça uzun yıllar... Bu sefer savaş yılları kitabımızın bir konusu değil. Sonraki zamanlarda ufak ufak cümlelerle geçmiş. Peri'nin küçüklüğünden, 60'lı yaşlarına kadar olan bir zaman dilimi ve birçok farklı karakter birleştiğinde kitabın ne kadar geniş kapsamlı olduğunu siz de anlayabilirsiniz.

Sonu benim için oldukça tatmin ediciydi. Hani Peri için "Keşke babasını orada bırakmasaydı" diye düşünemiyorum, çünkü tek başına bir bayanın o yükü kaldırabilmesinin mümkünatı yok. O yüzden doğru olanı yaptı bence. Tabii bu bahsettiğim bir hikayenin sonu niteliğinde. Diğer bölümlerin sonlarını bir başka bölümün içinde veya o bölümün içinde biraz düşünerek (veya çok daha zekiyseniz okuduğunuz anda) bulabilirsiniz. :D


Kitabın 344. sayfasında Markos'un annesi Odie şöyle bir şey diyor:

"James Parkinson. George Huntington. Robert Graves. John Down. Şimdi de bizimki, yani Lou Gehrig. Nasıl oluyor da erkekler hastalık adlarını bile tekellerine alıyor?"

Gerçekten garip değil mi? Ben bir hastalığı keşfetsem, kesinlikle adımı o hastalığa koymazdım. Hulusi Behçet'in kendi adını verdiği behçet hastalığı da var mesela. Veya hastalık değil ama pilates de Joseph Hubert Pilates tarafından geliştirilmiş bir fiziksel fitness sistemi.

Daha fazla uzatmıyorum ve bu kitabı okumanızı önererekten yorumumu sonlandırıyorum. Herkese keyifli okumalar. :D

Yorumlar