"Tanrı'nın Unutulan Çocukları - Craig Silvey" - Kitap Yorumu

Geçen yıl Tüyap Kitap Fuarı'ndan almış olduğum kitapları hala okuyabilmiş değilim. YGS öğrencisi olmak böyle bir şey. Pek fazla kitap okuyamamıştım. (Hoş, pek fazla derste çalışmamıştım.) Benden önce kardeşimin okuduğu ve sevdiği bir kitap olan Tanrı'nın Unutulan Çocukları'nı ben de okudum ve ben de çok sevdim.


Kitabın Adı: Tanrı'nın Unutulan Çocukları (Jasper Jones)
Kitabın Yazarı: Craig Silvey
Kitabın Türkçe'ye Çevireni: Selim Yeniçeri
Kitabın Yayınevi: Martı
Kitabın Sayfa Sayısı: 448
Kitabın Goodreads Puanı: 4.01/5
Kitaba Benim Puanım:

Arka Kapak

Hayat bir piyangodur: Şanslı olan kazanır, şanssızlar ise Tanrı'nın Unutulan Çocuklarıdır...

"Pencereme gelmişti. Nedenini bilmiyorum ama gelmişti işte.
Belki başı dertteydi.
Belki de gidecek başka yeri yoktu..."

Sıcak bir yaz gecesi beklenmeyen bir misafirin penceresini tıklatmasıyla Charlie'nin sıradan hayatı tamamen değişir. Çünkü toplum dışına itilmiş tuhaf misafirin kimseye söylemediği bir sırrı vardır.

Yaşamları, hayata bakışları ve imkanlarıyla birbirinin zıttı gibi görünen bu iki çocuk toplumun duyarsızlıklarına, önyargılarına, bağnazlıklarına karşı duran büyük bir dostluğun da başkahramanlarıdır. Bu küçük bedenler için hayat bir daha eskisi gibi olmayacaktır.

Okuruna önemli sorular soran, genç-yetişkin herkesin tanışması gereken, güçlü bir roman. Çocukluğun saf masumiyetine sımsıkı sarılan bu kahramanlar kimseyi hayal kırıklığına uğratmayacak!

Benim Yorumum

Tanrı'nın Unutulan Çocukları, bir çocuğun (Jasper Jones) sırrını hiç tanımadığı ama güvendiği, güvenmek istediği Charlie'ye anlatmasıyla, göstermesiyle başlar. Ama öyle böyle bir sır değil. Ve bulunduğu konum itibariyle böyle bir durumda herkesin yaptığı gibi yapamayacağını belirtir. Bu yüzden Charlie'den kendisine yardım etmesini ister. 


Bu sır gerçekten büyük bir sır. Ve bu Charlie'yi çok zorlar. Her an bir ağzından kaçırma korkusu vardır. Yazar bunları anlatırken falan bir şekilde bir tanrının olmadığını söylüyor. Ben de şöyle düşünüyorum: "Bu adamın kafası güzel. Kitabın adını Tanrı'nın Unutulan Çocukları koyup, kitapta bir tanrının olmadığını söylemek..." Kitabı okursanız veya okuduysanız bu kısma kafanız takılsın istemem benim gibi. Çünkü bu ad (Tanrı'nın Unutulan Çocukları) yalnızca Türkçe versiyonda kullanılmış bir isim olup kitabın orjinal adı Jasper Jones'tur.

Olumsuz olan ne kadar şey varsa bu iki çocuğun -aslında Charlie'nin arkadaşı Jeffrey ve hatta kitaptaki bütün çocukların- hayatında toplanmış durumda. Ebeveynler açısından şanssızlar, sosyal hayattaki konumları itibariyle şanssızlar (?).


Yani bir yandan bu çocukların sakladıkları sırrın yüküyle ezilirken diğer yanda da okuldaki çocuklardan zeki oldukları için dayak yiyorlar, anneleri anne olmaya uygun biri değil, babalarıyla araları çok kötü yahut babalarını zaten görmüyorlar bile... Her şeyin bu kadar aşırı olması sanki gerçekçiliğini düşürecek gibi oluyor böyle düşününce ama kitapta bunlar çok güzel işlenmiş. Ayrıca sadece kötü şeyler de yok. Bir yandan olumlu, mutlu şeyler de yansıtılmış. Bu yüzden kitabın işleyişi güzel geliyor.


Sonu... Çok beklenmedik değildi. Ama bir yandan da çok beklenmedikti. Açıkçası ben kendimi iki şıktan yalnızca birine odaklamıştım. Bu açıdan beklenmedikti. Ama birilerinin bir şeyler bildiği konusunda, kimlerin bir şeyler biliyor olabileceği tahmin edilebiliyordu. (Aslında bence yazar bunu açıkça göstermiş de işte...)

Ben Jasper'ın yerinde olsam kendimi toparlayabileceğimi sanmıyorum. (Ve o muhteşem olay. Neden? Çünkü herkes her kötü olayda Jasper'ı suçluyor. Her olayda olmasa da ben bu olayda onu biraz suçlu buluyorum.) Ama o çok rahat hayatına devam etmiş gibi geldi bana. Hayırlısı be gülüm.


Kısacası bence okunabilir bir kitap. O yüzdeen, sizlere keyifli okumalar diliyorum. :D

Yorumlar