"Aklından Bir Sayı Tut - John Verdon" - Kitap Yorumu

Geçen haftalarda bir kitap krizine girmiş ve bu krizim hakkında bloğumda da bir yazı yayınlamıştım hatırlarsanız. Hatırlamasanız da problem yok, sakin... Ben böyle adam gibi kitap bulamıyor ve bir türlü okuyamıyordum. Onun üstüne bilgi evinden almış olduğum bu kitap ilaç gibi geldi diyebilirim. Gizemi ve polisiyeyi ne kadar çok sevdiğimi hatırladım.


Kitabın Adı: Aklından Bir Sayı Tut(Think of a Number)
Kitabın Yazarı: John Verdon
Kitabın Türkçe'ye Çevireni: Cemile Özyakan
Kitabın Yayınevi: Koridor
Kitabın Sayfa Sayısı: 476
Kitabın Goodreads Puanı: 3.78/5
Kitaba Benim Puanım: 7/10

Arka Kapak

Bir adam, posta kutusuna bırakılmış imzasız bir mektup alır. Mektupta şöyle yazmaktadır: "Aklından herhangi bir sayı tut - 1 ila 1000 arasında herhangi bir sayı." Adam öylesine 658 sayısını tutar. Not şöyle devam etmektedir: "Sırlarını nasıl bildiğimi göreceksin... Küçük zarfı aç."

"Aldıklarını geri vereceksin
Vermiş olduğunu aldığın zaman.
Biliyorum ne düşündüğünü,
Ne zaman uyuduğunu,
Nereye gittiğini,
Nereye gideceğini.
Seninle bir randevumuz var,
Bay 658."

Sıradanlıklara meydan okuyan, anında başınızı döndürecek ve ilgi çekici karakterlerinin kalp atışlarını tüm gerçekliğiyle hissedeceğiniz bir kitap - Aklından Bir Sayı Tut kolay kolay unutamayacağınız bir roman.

Benim Yorumum

     Kitap gizemi ve bağlantılı olarak polisiyeyi sevenlerin kesinlikle beğenisini kazanacak bir kitap. Konusuna azıcık değinecek olursam; karısı öldükten sonra alkolden vazgeçmiş bir adamın posta kutusuna gelen bir mektupla dehşete kapılmasına ve üniversiteden arkadaşı olan ancak şuan emekli dedektif olan Dave Gurney'ye durumu anlatmasıyla başlıyor. Emekli olmasına rağmen olaydan kendini bir türlü uzak tutamayan Dave'le devam ediyor.


     Başlarda 658 sayısının gizemini çözmeye çalıştım. Belki şu televizyonlarda gördüğümüz akıl okuyabildiğini iddia eden kişilerden biridir diye düşündüm. Çünkü gerçekten aklından geçen sayıyı bildiğini düşünmüştüm.

     Direk kitabın sonu yorumuna gelmiş gibi oluyorum ama kitabın başları benim için kitabın sonundan çok daha fazla sürprizle doluydu. Özellikle bir olay vardı ki; hiiç aklımdan geçmemiş ama gerçekleşmesiyle okuduğum kitabın güzel olduğuna inandırtan bir olaydı. Ben belki Dave'den daha zekiyimdir diye düşünerekten olayları kitabın sonuna gelmeden çözmeye çalışıyorum. Kitabı bırakıp arada "Acaba bu olayı ben nasıl açıklardım?" diye düşünüyorum falan. Ama sona gelince biraz hayal kırıklığına uğradım. Katilin gerçek bir dahi olmasını bekliyordum.



     Her ne kadar sonu aşırı şaşırtıcı olmasa da gerçekçiliğinden de hiç ödün vermedi. Kitabı okurken hiçbir yerde "Hı hı, tabii..." demedim. 

     Bir yandan bu gizemi -yahut gizemleri- çözmeye çalışırken bir yandan da Dave'in özel hayatından kesitler görüyorduk. Dave'in eşi Madeleine aslında olayları çözmede Dave'den çok daha iyi gibi. Dave birçok konuda Madeleine'in görüşüne başvuruyor yahut Madelein'in yaptığı herhangi bir şey Dave'in aklında bir ışık yanmasına sebep oluyor. Bu kadar şeyi yazmam aslında Madeleine karakterini sevmemden kaynaklanıyor. Herhalde kitaptaki en sevdiğim karakter o.



     Eğer kitap elinizdeyse okumamazlık etmeyin. Yok eğer polisiyeyi çok seviyorsanız kitaplığınızda bulunması gereken kitaplardan biri.

     Keyifli okumalar dilerim. :)

Yorumlar