Uyumsuz'u birinin "Açlık Oyunları'na çok benziyor ve çok da güzel." demesiyle almıştım ama almasam da olurmuş diye düşünüyorum açıkçası. Herkes bu kadar seviyorken ben neden bu kadar sevemedim o kitabı...
Öncelikle ben bir kitap okurken güzelliği, başarılı olması, heyecanlandırması unsurlarını en fazla merak uyandırmasına bağlarım. Yani benim için sayfalarda ne kadar merak duygusu varsa kitap benim için o kadar güzeldir. Zannediyorum bu kitapta ben onu bulamadım.
Kesinlikle ana tema harika. Yani daha güzel işlenmiş olsa bir şaheser çıkabilirdi bu seriden. Peki ana tema ne? "İnsanların büyük bir savaştan sonra insanlığın barış içinde yaşaması için buldukları yol; 5 topluluğa ayrılma." Bu büyük bir savaş sonrası kısmını elbette ben ekledim. Kitap savaşla falan başlamıyor. Ama Açlık Oyunları'nda da Uyumsuz'da da mıntıkaların yahut toplulukların oluşma sebeplerinden bahsederken bunu anlayabiliyoruz. :)
Bir diğer konu karakterler. Oldukça fazla karakter var. İnsanın anlamasını biraz zorlaştırıyor açıkçası. (En azından benim için durum bu.) Bunun dışında baş karakterlerde benim sevdiğim tarzda değil. Evet iyi oluşturulmuş ancak benim zevklerime hitap etmiyor. Kararsızlıktan hoşlanmam. Ve Beatrice'in (yani baş kahramanımızın) hangi topluluğu seçeceği konusunda yaşadığı kararsızlık veya başka kararsızlıklar bana göre değil... He ilk söylediğim kararsızlığı olmasaydı kitabın adı Uyumsuz olmazdı orası ayrı. :D
Ve gene Açlık Oyunları'yla bir kıyaslama yaparak (çünkü gerçekten ona benzediği söylenildiği için büyük bir umutla almıştım) savaşın Uyumsuz'da yani direk ilk kitapta cereyan etmesi, olayların çok çabuk gelişmesi bana oldu-bittiye getirilmiş gibi geldi.
Bunun dışında hala okunabilir bir kitap. 10 üzerinden değerlendirip bir puan verirsek 5 verirdim. Benim hoşlanmadığım olaylardan siz bir de hoşlanıyorsanız, kitabı okurken büyük bir zevk alacağınızdan eminim. Keyifli okumalar. :D
Yorumlar
Yorum Gönder